Nilüfer Mutlu Son Masaj Hizmeti Ebru
Nilüfer Mutlu Son Masaj Hizmeti
O kayıp zevkin anısı şu anda pek de üzmüyordu Florence’i, çünkü yerini derhal bir fikir, Nilüfer Mutlu Son Masaj Hizmeti akşamın daha erken bir saatinde başlayıp ara verilmiş bir düşünce almıştı. Birbirini sevmek ve özgür kılmak. Bunun, öne sürebileceği bir kanıt, cüretkâr bir öneri bulunduğunu düşündü, ama başka birine, Edward’a, gülünesi ve saçma gelebilirdi, hatta incitici. Kendi cehaletinin boyutunu asla tam olarak anlayamamıştı Florence, çünkü bazı mevzularda oldukça bilge bulunduğunu düşünüyordu. Daha çok zamana ihtiyacı vardı. Fakat birkaç saniye içinde Edward yanına varacak ve o korkunç mevzuşma başlayacaktı. Florence’in kusurlarından biri de Edward’a karşı iyi mi bir tavır takınacağını bilememesi, onun ne söyleyeceğinden ve kendisine iyi mi bir karşılık vereceğinden korkmaktan başka bir duygu taşıyamamasıydı. Af mı dilemesi yoksa kendisinden özür dilenmesini mi beklemesi icap ettiğini bilemiyordu. Âşık değildi yahut aşkı
Nilüfer Mutlu Son Masaj Hizmeti
geçmişti, aslabir şey hissetmiyordu. Yalnız burada, alacakaranlıkta durup o kocaman ağacın gövdesine yaslanmak istiyordu.
Edward’ın elinde bir paket var gibiydi. Bir odanın öbür ucunda dururcasına uzakta kaldı, bu bile sevimsiz göründü Florence’in gözüne, o da karşılığında düşmanca duygular hissetti. Neden hemen peşinden gelmişti Edward?
Gerçekten de Edward’ın sesinde öfke vardı. “Buradasın demek.” bu şekilde saçma bir söze yanıt vermek gelmedi Florence’in içinden. “Bu kadar uzağa gelmen gerekiyor muydu?”
“Evet.”
“Buradan otele kadar iki mil olmalı.”
Sesindeki sertlik Florence’in kendisini bile şaşırttı. “Ne kadar uzak olduğu umurumda değil. Dışarı çıkmaya ihtiyacım vardı.”
Ses çıkarmadı Edward. Ayak değiştirirken ayağının altındaki taşlar takırdadı. O sırada Florence, Edward’ın elinde taşıdığı şeyin ceketi bulunduğunu gördü. Sahilde hava sıcak ve nemliydi, gündüzden
daha sıcaktı. Edward’ın yanına ceket almayı düşünmüş olması Florence’i rahatsız etti. Hiç değilse kravatını takmamıştı! Tanrım, ne kadar da sinirli hissediyordu kendini şimdi, oysa birkaç dakika önce kendinden utanıyordu. Genellikle Edward’ın kendisi hakkında iyi düşünmesini çok isterdi ama şimdi aldırmıyordu.
Edward ne söylemek için geldiyse onu anlatmaya hazırlanıyordu, bir adım öne çıktı. “Bak, bu çok saçma. Böyle kaçıp gitmen haksızlıktı.”
“Öyle mi?”
“aslına bakarsak son derece rahatsız ediciydi.”
Son yorumlar