Nilüfer Masaj Salonu-Masöz Buket

Nilüfer Masaj Salonu-Masöz Buket Neden merdivenlerde gaz lambası yok? Bu kadar dakik olmaya değip değmediğini görebilirdim minimumından. Fakat lamba ışığı  olsaydı, bu sefer de bir şey duyamayabilirdim. Ama olsun, nede olsa varolan akli olandı; ben iyimser biriyim ve öyle kalacağım… Peki, o kız hangisi? Sergi, Donna Anna benzer biçimde konuşmaya gelmiş kızlarla kaynıyor. Saat tam bire çeyrek var. Benim bilinmeyen güzelim! Sözlünüz her bakımdan benim kadar dakik olsa keşke yahut kim bilir onun çeyrek saat gelmesini hiç yeğlemezsiniz; nasıl isterseniz, ben  her bakımdan emrinizdeyim…

Büyüleyici  sihirbaz kız; cadı mısınız yoksa peri mi? Bırakın dağılsın çevrenizdeki sis de çıkarın ortaya kendinizi, galiba buradasınız, ama bana görünmüyorsunuz; kendinizi ele verin, çünkü başka türlü öğrenmeyi umacak cesaretim pek yok. Aynı amaç ardında olan biroldukça birey olmasın sakın burada? Pekâlâ olabilir. Sergilere gidiyor olsa bile insanın ne yapacağı belli mi olur? -ama işte ön odaya aceleyle genç bir kız giriyor, bir günahkarın ardındaki vicdan azabından  bile daha hızlı. Biletini vermeyi unutuyor ve kırmızılı adam durduruyor onu. Tanrım bizi koru! Hız  iyi mi da bir telaş içinde! O olmalı.

Nilüfer Masaj Salonu-Masöz Buket

Nilüfer Masaj Salonu-Masöz Buket Bu erken telaş da niçin? Saat henüz bir olmadı. Buluşacağın ferdin sevgilin bulunduğunu unutma sakın. Böyle durumlarda insanoğlunun iyi mi görüneceğinin hiç önemi yok mu; yoksa ayağına üşenmemek dedikleri bu mu? Bu şekilde masum ve telaşlı bir  genç kız randevusu olduğunda olaya tıpkı çılgın bir hanım şeklinde yaklaşır. Bir heyecandan ibarettir o. Bana ulaşınca, burada koltuğuma rahatça oturmuş, şahane bir doğa manzarası seyrediyorum… Bu kız şeytanın çocuğu sanki, tüm odalardan rüzgâr benzer biçimde geçiyor. Hevesinizi birazcık gizlemeyi öğrenmelisiniz; örneğin  Lisbeth’e ne dendiğini anımsayın.

Bir genç kıza beraber olmaya ne kadar istekli olduğunu belli etmek hiç yakışır mı?” fakat sizin buluşmanız elbette şu masum olanlardan… Âşıklar çoğu zaman randevuyu en güzel an olarak düşünürler. Ben  de hâlâ sanki daha dünmüş gibi net olarak anımsıyorum, ilk randevu yerine beni bekleyen luğu bilmiyormuşum şeklinde, dolu dolu çarpan bir yürekle koştur-muştum, ilk kere kapıyı üç kere çalmıştım, ilk kere pencere açılmıştı; ilk defa  ufak kapı, açarken kendim saklayan bir kızın görünmeyen eliyle aralanmıştı.